Küçük Prens,1943 yılında Fransız yazar Antonie de Saint-Exupery tarafından yazılmış bir öykü kitabıdır.Dışından bakıldığında resimli bir çocuk kitabı gibi duran Küçük Prens,aslında büyüklerin okuması gereken,yetişkinlerin bu hayatı çok yanlış anlayıp,hayatı sadece maddi yönden gören insanlar haline geldiğini anlatan ve okunanlardan ibret alındığında hayat felsefesi haline gelebilecek bir kitap.Şahsen benim açımdan öyle oldu.Kitabı ilk defa ilkokuldayken okumuştum.Bir küçük prens varmış,neredeyse boyu kadar bir gezegende yaşarmış.Günün birinde gezegeninden ayrılmış ve dünyaya düşmüş,burada pilot ile dost olmuş.Küçük bir çocuk olarak bundan daha fazlasını anlayamamıştım.Kitap,lise yıllarımda tekrar geçti elime.Bu kez okuduğumda bana bambaşka bir hayatın,bambaşka bir düşünce tarzının kapılarını araladı.Okuduklarım öyle sıradan şeyler değildi,bir çocuk kitabı hiç değildi,hayatın ta kendisiydi.
EN İYİ YÜREĞİYLE GÖREBİLİR İNSAN,GÖZLER ASIL GÖRÜLMESİ GEREKENİ GÖREMEZ:Tilki'nin öğüdüydü bu,Küçük Prensime.Sanki o öğüt banaydı,sanki ben ayrılmıştım gezegenimden,sanki bendim gülünden ayrı düşen.Böyle böyle içime sindirdim hikayenin her köşesini ve bu hikaye benim hayat felsefem haline geldi.
Biliyorsunuz ki hikayede bir pilotun uçağı arızalanıyor ve Sahra Çölü'nde mahsur kalıyor.Gerçekten de Saint-Exupery'nin uçağı 35 yaşındayken arıza yapıyor ve Tunus'ta çöle zorunlu iniş yapmak zorunda kalıyor,kayboluyor.4 günlük zorlu çöl macerası ardından bir Bedevi tarafından bulunuyor.Bu bilgileri öğrendikten sonra bu hikayenin gerçek olma olasılığı bende arttı.Acaba Exupery 4 günlük çöl macerası sırasında gerçekten biriyle karşılaştı mı ve o 'biri' Exupery'yi gerçekten etkiledi mi?Sonra hikayenin son sayfalarına takılıyor gözüm:
"Şu anda aradan elbette 6 yıl geçti.Bu öyküyü kimseye anlatmadım.Görüştüğüm arkadaşlarım beni canlı gördüklerine çok sevindiler.Çok üzgündüm aslında ama onlara,yorgunum ondan,diyordum."
Sonra Küçük Prens'in gezegeni geliyor aklıma:Asteroid B-612
Yazar Asteroid B-612 gezegeninin 1919 yılında bir Türk gökbilimcisi tarafından teleskopla görüldüğünü,buluşunu Uluslararası Astronomi Kongresi'nde açıkladığını fakat kılığı yüzünden kimsenin ona inanmadığını söylüyor .Ardından bir Türk önderinin kılık kıyafet yasasını getirmesiyle bu gökbilimci 1920 yılında,bu kez şık giysiler içinde sunumunu yapınca bu kez herkes ona inanıyor.(Burada bir parantez açalım:Kılık kıyafet yasası 1934'te ilan edildi fakat yazar 1920 yılında gökbilimcinin sunumunu yaptığını söylüyor.Lider olarak kastettiği ise Atatürk olarak görünüyor fakat bu sadece bir kurgu da olabilir.) Bu kez başladım Asteroid B-612 diye bir gezegenin gerçekten var olup olmadığını araştırmaya.Bir yanım evet bu gezegen var ve evet burada yaşıyor Küçük Prens diyor,diğer yanım ise çok saçma düşünceler içinde olduğumu söylüyor.Evet bugüne kadar bir çok asteroid keşfedilmiş fakat hiç birinin adı da B-612 değil...Sonra bir gün bir bilgiye denk geldim.1993 yılında 2 kilometre çapında bir asteroid,Japon amatör gökbilimciler Kin Endate ve Kazuro Watanebe tarafından Japonya'daki Kitami Gözlemevi'nde keşfediliyor.Küçük Prens'in yaşadığı gezegenin adı bu gezegene veriliyor.46610 sayılı bu gezegenin ise asıl büyüsü şu ki;46610 sayısı bilgisayarcıların sıkça kullandığı 16'lık sayı sisteminde B-612'ye denk geliyor.
Bu bilgiyi öğrendikten sonra içime su serpiliyor sanki.Tamam gerçekten bu gezegen var mı bilemeyiz fakat en azından bu gezegenin ismini taşıyan bir gezegen olduğunu biliyoruz artık.Ve yukarılarda bir yerlerden bizi izliyor,bize ışık saçıyor, Küçük Prens'in masumiyetini bize aksediyor ve şu sözlerini hatırlatarak içimize su serpiyor:
"Geceleri gökyüzüne baktığın zaman,ben bunlardan birinde oturduğum için,bunlardan birinde güldüğüm için,sanki bütün yıldızlar gülüyormuş gibi gelecek sana"
Bu yazıyı okuduktan sonra yukarı bak sevgili okuyucum,bak ve aklınla değil,yüreğinle hisset...
bu bilgiyi artık biliyor olmak beni de mutlu etti , bilgilendirme için teşekkür ederim.
YanıtlaSilEllerinize sağlık hocam
YanıtlaSilEmek kokusu alıyorum ben
YanıtlaSilSizde alıyor musunuz?
YanıtlaSilHocam elinize sağlık bayağı iyi yazmışsınız
YanıtlaSil